Kayıtlar

Ocak, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yolağzı Köyü (Çanakkale-Eceabat)

Resim
İlçe merkezine 23 km mesafededir. Yolu asfalt, suyu yeterlidir.  Mevcut gölü kurutularak, gölet oluşturulmuştur. Göletten Kumköy ve Yalova köyleri de istifade ederler. Geçim kaynaklarını tarım ürünleri buğday, arpa, ayçiçeği, pamuk ve domates oluşturur. Hayvancılık gelişmiştir. Mevcut caminin ne zaman inşa edildiği bilinmemektedir. Sonradan onarım gördüğü ahşap işçiliğinden anlaşılmaktadır. Minareli ve imamı vardır. Köyde 1900’lerde bir sübyan mektebi bulunduğu şifahi rivayetler arasındadır. Yaptıranın isminin de Ethem Efendi olduğu söylenmektedir. Köyün içinde 2 hamam kalıntısı bulunmaktadır. Mezarlık içindeki bakımsız türbenin Ece Bey’in mezarı olduğu rivayet edilir. Bu yörede Ece Bey’in üç mekanı bulunmaktadır. Yolağzı Köyünde mezarlıkların 40 dönüm araziyi kapsadığı söylenmektedir. Bu durum köyün önceleri büyük bir kasaba olduğunu hatırlamamıza bir vesiledir. Hülasa eski köy şimdiki köyün doğusundaki Kızlar Tepesinde idi. 800 hane olduğu söyleniyor. Buradaki ismi Saidli ve Seyidlid

Yalova Köyü (Çanakkale-Eceabat)

Resim
Eceabat İlçe merkezine 15 km ve Eceabat ve İstanbul yolundan 12 km sola dönüş ve 3 km sonra Yalova köyüne varılır.  İlkokulu Osmanlı döneminde inşa edilmiştir. Kullanılmayan okulu ise 1918 yılında Cevatpaşa tarafından inşa ettirilmiştir. Yolu asfalt olup içme suyu bulunmaktadır. Köy Camii 1187 / 1762’de Hafızzade Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmıştır. Zafer çesmesi ise 1334 tarihlidir. Cami haziresindeki bir mezartaşı kitabesinde 1203 tarihi geçmektedir. Eski Hamam ise 1938 tarihinde inşa ettirilmiştir. 1333’de vefat eden Mehmet Ağa’nın Cami Haziresindeki kitabesi ise : Beni kıl mağfiret Ey Rabbiyezdan Bihakkı Arsı Arsı Azam Nuru Kur’an Gelüp kabrimi ziyaret eden ihfan İdeler ruhuma bir fatiha insan Hasanoğlu Hacı Muhammed Ağa’nın Ruhuna fatiha /1333/ İsminin Hikayesi : İlk ismi Yalakabak’tır. İzmit taraflarındaki Yalakabak Kalesi ile bu isim karıştırılmamalıdır. Köyün eski kuruluşu şimdiki köyün doğusundaki değirmen tepesi denilen yerdedir. Sonra şimdiki yerine yerleşilmiştir. Yer

Küçük Anafarta Köyü

Resim
İ lçe merkezine Büyükanafarta üzerinden 19. km uzaklığındadır. Savaşlarda yıkılan köy tekrar inşa edilmiştir. Minareli olan camii 1895 yılında inşa edilmiştir. Ondan önceki camiin ne zaman yapıldığını bilen yok. Evleri taş yapı ve üzerleri kiremit örtülü. Geçim kaynakları tarım ve hayvancılık. Buğday, ayçiçeği ve domates ürünleridir. Sosyal manada kalkınmış bir köyümüz sayılabilir. Köyün içinde eski bir hamam kalıntısı vardır. Köy meydanındaki çeşmeyi Hacı Mehmet Ağa 1013’te inşa ettirmiştir. Büyük bir mezarlıkları vardır. Üzerlerinde tarih olmayan ulu mezartaşları dikkat çekmektedir. Ali Ağanın ölüm tarihi 1203, başka bir şahsın ise 1205. 400 yıl önce bir çeşme yapıldığına göre köyün kuruluşu 1356’ları bulur. İsmi hiç değişmemiştir. Yani kadim ismi Küçükanafartadır. Kuruluş yıllarında iki camisi bulunmaktadır. Çanakkale savaşlarından sonra ikincisi yapılamamıştır. Batı cihetinde ve 1.5 km ileride Yaka veya Baka çesmesi vardır. Burada aynı ismi taşıyan birde yatır vardır. Yaka Baba vey

Beşyol Köyü (Çanakkale-Eceabat)

Resim
Eceabat Kilitbahir ve abide yolundan ilçe merkezine 16 km, anayola 1 km sağda ve bir yamaç üzerine kurulmuştur. Halkı Bulgaristan göçmeni olup, /Harmancık Kazası/ Çanakkale Savaşlarında dağılan köy halkı savaştan sonra gelip köylerini gene mamur edip yerleşmişlerdir. Eski Çiftlik, Arapsuyu, Doprabahçesi, Kızıltepesi kayda değer mevkileridir. Güneyindeki Çanakkale Savaşlarıyla ünlü Soğandere, Alçıtepe köyü ile batı sınırını oluşturur. Eski ismi büyük Behramlı ve 1400’lerde kadim kent Proteziaus kasabası üzerine kurulmuştur. Şifai rivayetlere göre yöre karyelerinin Pazar kasabası Büyük Behramlı’dır. Geçimleri tarım ve hayvancılıktır. Ekonomik yönden İlçenin en fakir ve geri kalmış köyü olarak Behramlı’yı sayabiliriz Kaynak : http://www.eceabat.gov.tr/default_B0.aspx?content=1014

Behramlı Köyü (Çanakkale-Eceabat)

Resim
Eceabat Kilitbahir ve abide yolundan ilçe merkezine 16 km, anayola 1 km sağda ve bir yamaç üzerine kurulmuştur. Halkı Bulgaristan göçmeni olup, /Harmancık Kazası/ Çanakkale Savaşlarında dağılan köy halkı savaştan sonra gelip köylerini gene mamur edip yerleşmişlerdir. Eski Çiftlik, Arapsuyu, Doprabahçesi, Kızıltepesi kayda değer mevkileridir. Güneyindeki Çanakkale Savaşlarıyla ünlü Soğandere, Alçıtepe köyü ile batı sınırını oluşturur. Eski ismi büyük Behramlı ve 1400’lerde kadim kent Proteziaus kasabası üzerine kurulmuştur. Şifai rivayetlere göre yöre karyelerinin Pazar kasabası Büyük Behramlı’dır. Geçimleri tarım ve hayvancılıktır. Ekonomik yönden İlçenin en fakir ve geri kalmış köyü olarak Behramlı’yı sayabiliriz. Kaynak : http://www.eceabat.gov.tr/default_B0.aspx?content=1014

Kumköy (Çanakkale-Eceabat)

Resim
İlçe merkezine 15 km. Yalova Köyüne 2 km. mesafededir. İsmi hiç değişmemiştir. Neden Kum ismi verildiğini bilinmiyor. Ancak arazi düz ve toprakları kumludur. Bu bakımdan bu ismin verilebilecegi akla geliyor. Eski camisinin ne zaman yapıldığını bilen yok. Yenisi minareli ve 1976’da inşa edilmiştir. Toprakları verimlidir. Buğday, domates, ayçiçegi ve pamuk önemli gelir kaynaklarını oluşturmaktadır. Dedelere mum yakma dışında önemli batıl inançları bulunmamaktadır. Köy kahyası Mehmet ŞEN’in avlusunda Veli Dede isimli bir yatırın mezarı bulunmaktadır. Kim olduğu ve ne zaman öldüğü hakkında bir bilgi yoktur. Şifahi rivayetlere göre ilk defa köye yerleşenler İbrahim Çavuşlar ailesidir. Köyde bir ebe ve bir orman muhafaza memuru bulunmaktadır. 1994 yılı Gelibolu Yarımadası yangını Kumköy merasından çıkmıstır. Şimdiki köy Uzun Hıdırlı, Keçeli ve Bahşi Köy’ün toplanmasından meydana gelmiştir. İki metre uzunluğundaki mezar taşlarına bakılacak olursa en eskileri Bahşiköy’dür. Sonra Uzun Hıdırlı,

Kocadere Köyü (Çanakkale-Eceabat)

Resim
İlçe merkezine 7 km uzaklıkta olup nüfus olarak İlçenin en küçük köyüdür. Köyün nüfusu 2008 yılı verilerine göre 56 kişidir. Halkı tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Köy ; ismini bulunduğu yerdeki Kocadere deresinden almaktadır. Türküsü : İğne düştü yakamdan, Kurya geliyor arkamdan, Gelme kurya arkamdan, Annem geliyor balkondan, Babam beni kesecek, Gıcır gıcır boynumdan. Hulasa Köyde kurya sözünün kullanılması kültür seviyesinin yüksek oldugunu gösterir. Osmanlı kültür merkezleri medreselerin yanında tekke ve zaviyeler idi. Tekke ve zaviye bu yöredeki köylerimizin hemen hemen hepsinde açılmıstır. Buradaki tekkenin son seyhi halen ziyaret ediliyor. Velhasıl köy mezarlıgında da Osmanlı dönemi epeyce alim ve fazıl kişilerin misafir edildiği söylenebilir. Kaynak : http://www.eceabat.gov.tr/default_B0.aspx?content=1019

Büyük Anafarta Köyü (Çanakkale-Eceabat)

Resim
Eceabat İlçe merkezine 14 km mesafededir. İlçeye baglantı yolu asfalttır. İsmi değişmemiştir. Geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Pamuk ve domates önemli ürünleridir. Kadınlar pamuktan dokudukları feracelerini Kök boya ile boyayıp kullanıyorlar. Buda onlara ayrı bir güzellik veriyor. Okuma yazma oranı yüksektir. Sosyal manada kalkınmıştır. Örf ve adetlerine bağlı bir köyümüzdür. Eski bir hamam kalıntısı mevcuttur. Eceabat çıkısı ve yolun sonundaki çesmenin inşa tarihi 1195’tir. Banişi Hacı Hüseyin Efendi kabristanlığındaki Hacı Mustafa Efendinin ölüm tarihi Hicri 1285’tir. Ahmet Efendinin ise Hicri1124’tür. Mustafa Efendinin kerimesinin vefat tarihi Hicri 1229’dur. Derviş Süleyman Efendinin ölüm tarihi ise 1205’tir. İsmini okuyamadığımız bir kadının mezar taşı kitabesi : Emir itü düdayı ferman, İristi ecel virmedi aman, Muradıma irmedim dünyada runuman, Cennete vere muradımı rahman, Elhaç Halil Ağa Kerimesi Ruhuna fatiha. Ölüm Tarihi : 1277 Hülasa Büyükanafartalar hudutları içind

Bigalı Köyü (Çanakkale-Eceabat)

Resim
BİGALI / ÇAMYAYLA / BOGALI : Eceabat İlçe merkezine uzaklıgı 7 kmdir. . Yolu asfalt ve içme suyu bulunmaktadır. İlk ismi Boğalı’dır. Kurucusunun Ali BOĞA olması nedeniyle ismi Boğalı olmuştur. Bunlar Küçük Boğalı ve Büyük Boğalı olmak üzere iki köydü. Küçük Boğalı bugün mevcut değildir. Ancak kabristanlık bakiyesi mevcuttur. Köy Süleyman Paşa Vakfı üzerine kurulmuştur. İsmi Boğalı konmuştur. Sonra Bigalı’ya çevrilmistir. 1982 senesinde ise Sayın Cumhurbaşkanı Kenan EVREN mezkur köye Atatürk Müzesinin açılısı için gelmişti. Bu meydanda köyün tarihi isminin iade edilmesini ilgililere emretmiştir. Bigalının doğusunda Çanakkale Boğazı ve kısmen Yalova Köyü arazisi batısındaki Kocadere ve Büyükanafarta köyleri, kuzeyde Yalova Köyü ve Kumköy’e bağlı Bahşi Köy (tamamen Kumköy’e taşınmıştır), güneyde Kilye ovası ve Kocadere arazisi ile çevrilidir. /2//1/ Nazmi Sevinç, Hüseyin Tuna, _brahim Çataltepe ve Recep Atik – B.anafarta Köyü /2/ 15 Ocak 1953 ve 31.12.1936 tarihli Eceabat Kaymakamlığı rap

Alçıtepe Köyü (Çanakkale-Eceabat)

Resim
Çanakkale İli Eceabat İlçe merkezine 25 km mesafede olup, Behramlı köyünden sonra asfalt yolla ulaşılır. Camisi 1957 yılında inşa edilmiştir. Geçim kaynakları tarım üzerinedir. Ayçiçeği ve zeytincilik en yaygın ürünlerdir. Turistik potansiyeli nedeniyle turizm son yıllarda temel geçim kaynağı haline gelmiştir. Halkı 1934 ve 1938 Romanya ve Bulgaristan göçmenidir. Çanakkale savaşlarında Kanlı muhaberelere sahne olan Sığındere/Zığındere ve Kereviz Dere ünlü isimleri Alçıtepe köyü hudutları içerisindedir. Aslında burası bağrında taşıdığı şehit ve şehitliklerle cennet bahçelerinden bir belde gibidir. Kuzeyindeki Sonok Şehitliği ona ayrı bir hava verir. Salim Mutlu Müzesi de savaş hatıralarını canlandırır. İsmini ise doğusundaki Aktopraklı Tepe’den alır. Tepenin ismi Tenger veya Alçıtepe’dir. Türklerin yerleşmesinden sonra da köye ad olmustur. Alçıtepe/ Tengertepe veya Aktepe, savaşlarda ün kazanmışlardır. Şahindere’de Alçıtepe içerisindedir. Domuzderesi ve Çakalçeşme de kanlı savaşlara sah

Ağadere Ağır Mecruhin Hastanesi Şehitliği

Resim
Çanakkale Eceabat ilçesine bağlı Kilitbahir köyü yakınındaki Ağaderesi mevkisinde projelendirilen şehitlik, şimdiye kadar yapılmışların en büyüğü . Ağadere, Çanakkale Muharebeleri’nde cephe gerisinde Türk Ordusuna sağlık hizmetlerinin verildiği önemli yerlerden biridir. Kilitbahir Köyü’nden Eceabat’a giderken askeri birliği geçtikten sonra sol taraftaki geniş vadinin bulunduğu dere içerisinde yer almaktadır. Çanakkale Muharebeleri sırasında; 4 ncü Tümen Seyyar Hastanesi, 9 ncu Tümen Seyyar Hastanesi, 3. Kolordu’nun 1 nci Seyyar Hastanesi ve Maydos bombardımanından sonra Maydos hastanesi burada konuşlanmıştır.Güneyden ve kuzeyden gelen yaralıların toplanma ve sevkinin yapıldığı yer de bu deredir. Binlerce yaralının tedavileri süresince şehit olan askerler ise derenin güney yamacında bulunan uzun tepeciğe defnedilmiştir. Ağadere bölgesinde büyük bir şehitliğin olduğunu ve 3000 Türk askeri mezarının bulunduğunu 1919 yılında Gelibolu Yarımadası’nı Binbaşı Ahmet Zeki (Soydemir) Bey ile geze