Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çanakkale Kara Savaşları

Resim
18 Mart hücumu, Çanakkale’nin, karadan yardım görmedikçe geçilemeyeceğini gösterdi. Müttefik güçleri, yaptıkları toplantıda karadan Alçıtepe’yi almayı ve buradan hareket ederek boğazdaki bataryaları kara üzerinden susturup, bu olay gerçekleşince de boğazı geçmeyi kararlaştırdı. Bunun üzerine, İngiliz, Fransız ve Anzaklardan kurulan 70.000 kişilik bir kuvvet, 25 Nisan 1915 sabahı Seddülbahir ve Arıburnu bölgelerinden karaya çıkarma başlattı. Artık tam 8 ay sürecek olan kara savaşları başlamış oluyordu. 18 Mart, bir zafer günüydü. Ama savaş daha bitmemişti. Karadan yardım görmedikçe donanmalarının Boğaz’ı geçemeyeceği sonucuna varan İtilaf Devletleri, 25 Nisan 1915’te çıkarma harekâtına başlayacak, karşılarında, 19. Fırka Kumandanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’i bulacaktır. Müttefik kuvvetlere ait 3 tümen ve bir tugay Seddülbahir civarına, Anzak tümeni de Arıburnu’na çıkartma yaptı. Çıkarma sırasında düşman savaş gemileri, Ertuğrul Koyuna tonlarca bomba yağdırmakta, adeta gökyüzü ile Mehm

1.Dünya Savaşı

Resim
Her çeşit milleti ve inancı bünyesinde barındıran Osmanlı Devleti, 600 yıldan daha fazla süren hâkimiyetini yirminci yüzyılın başında tamamlamak üzereydi. Dışta ve içte yaşadığı mücadelelerle zayıfladığı için giderek topraklarını ve gücünü kaybediyordu. Bu durumundan yararlanmak isteyen güçlü devletler ise Osmanlı’nın paylaşım planlarını hazırlıyordu.Osmanlı’nın “Düveli Muazzama” olarak adlandırdığı Avrupalı devletlerin aralarındaki ekonomik rekabet, 19. yüzyılda hızlanmış, 20. yüzyılın başında doruk noktasına ulaşmıştı.  Avrupa, artık sınırlarına sığmıyordu. Sömürgecilik uğruna Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya anlaşarak Üçlü İttifak’ı; bunlara karşı sömürgelerini ve çıkarlarını korumak için İngiltere, Fransa ve Rusya birleşerek Üçlü İtilaf’ı kurmuştu. Bloklaşma öncesi Rusya ile Avusturya-Macaristan, Almanya ile Fransa arasındaki çekişmeler, yer yer çatışmalara dönüşmüştü. Nitekim 28 Haziran 1914’te, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliahdı Arşidük Ferdinand ve eşinin bir Sır

Önce Helalleştiler. Sonra gittiler - Lapsekili İlçesi Beybaş Köyündem Halil ve İbrahim Onbaşı

Resim
Büyük bir sargı yeri Kocadere Köyü’nde , Kimi Urfa’lı kimi Bosnalı, kimi Sivas’lı,kimi Halepli çok sayıda yaralı dermen beklemekte, İçlerinden biri Çanakkale İli Lapseki İlçesi Beybaş Köyü’nden Halil. Son nefesinde komutanına : “ Ben…. Ben, köylüm Lapsekili İbrahim Onbaşı’dan bir mecidiye borç almıştım. Kendisini göremedim.ölmek üzereyim. Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin.” Der ve ruhunu teslim eder. Ertesi gün gelen yaralılardan şehit olanların künyeleri ve üzerinden çıkan eşyalar komutana ulaştırılmıştır. Şehit künyelerinden Lapsekili İbrahim Onbaşının künyesi ve yanındaki not komutanın dikkatini çeker : “ Ben , Beybaş Köyü’nden arkadaşım Halil’e bir mecidiye borç vermiştim. Arkadaşıma söyleyin , hakkımı helal ettim. Çanakkale Valiliği Biz Değil miydik ? Sergisi 12.03.2013 Fotograf :  http://www.canakkalerehberlikhizmeti.com/index.html

Çanakkale Savaşlarından Bir Mendil - Verin bir sevdiğinize , ister elinde tutsun, ister cebinde, ister yüreğinde

Resim
Az ötede cesetlerin arasında bir şehidin cesedi dikkatini çekti.Yüzünde tebessüm hali vardı ve gözleri derin bir ufka bakar gibiydi. Ona doğru gitti. Avucundaki işlemeli mendili sımsıkı tutuyordu. Mendilin içinde yeni doğmuş bebeğinin sapsarı saçları vardı.Mendili ve saçları şehidin koynuna soktu. Onu hürmetle kucaklayıp o mukaddes hatıralarıyla gömdü. Alın böyle bir mendili, Çanakkale'yi hatırlatan bir hatıranız olsun. İşleyin kenarlarını sevgiyle , emekle ve ilmek ilmek… Verin bir sevdiğinize , ister elinde tutsun, ister cebinde, ister yüreğinde… Çanakkale Valiliği Biz Değil miydik ? Sergisi 12.03.2013

Çanakkale Savaşlarının Nedenleri- Çanakkale Cephesi’nin Açılma Nedenleri-İtilaf ve İttifak Devletleri

Resim
Çanakkale Savaşı, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya’yla güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul′u zaptetmek suretiyle Almanya′nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı’nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir. İtilaf Kuvvetleri Çanakkale Boğazı’na yönelik girişimi, 1914’te savaş başladığı günlerde düşünülmüştür. Osmanlı savaşa girdikten sonra Boğazlar yeniden gündeme gelmiştir. Rusya kendisine yardım için Ocak 1915’te İngiltere’ye başvurmuştur. Bu öneri ilgi görmüş, İngiltere Deniz B

Çanakkale Şehitlerine - Mehmet Akif Ersoy Şiiri

Resim
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!” Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer. Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da, Ostralya’yla berâber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâ’ûna da züldür bu rezîl istîlâ! Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl, Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle sefîl, Kustu Mehmedçiğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına. Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz... Medeniyyet denilen kahbe, hakîkat, yüzsüz. Sonra mel’undaki ta

Çanakkale Muharebeleri Kronolojisi -Çanakkale Savaşları Kronolojik Sıralaması

Resim
28.06.1914 Avusturya-Macaristan veliahdının öldürülmesi (Saraybosna Suikastı)-Birinci Dünya savaşının Başlangıcı 28.07.1914 Avusturya’nın (Avusturya-Macaristan) Sırbistan’a vharp ilan etmesi 01.08.1914 -Almanya’nın Rusya’ya harp ilan etmesi. -Türkiye genel seferberlik ilan etti. 02.08.1914 Türk-Alman gizli ittifak anlaşmasının yapılması Türk Ordusunun Seferberlik İlanı ve tarafsız kalacağının açıklaması 03.08.1914 İngiltere inşa edilmekte olan Sultan Osman I ve Reşadiye gemilerine el koyulması, Çanakkale boğazı mayınlanmaya başlanması. Almanya’nın Fransa’ya ve Belçika’ya harp ilan etmesi. 05.08.1914 İngiltere’nin Almanya’ya harp ilan etmesi 10.08.1914 Goben (TCG.Yavuz) ve Breslav (TCG Midilli) ‘nin Çanakkale Boğazından içeri girmeleri. Almanya’nın Fransa’ya harp ilan etmesi. 16.08.1914 16 Ağustos’ta İstanbul’a ulaşan Goeben ve Breslau gemileri Osmanlı Donanmasına katılarak Yavuz Sultan Selim ve Midilli isimlerini aldılar. 23.08.1914 Japonya’nın Almanlara harp ilan etmesi 09.09.1914 Ami

Bayraklı Baba Türbesi

Resim
Bayraklı Baba’nın Anıt Mezarı şehrin fener meydanına girişinde Hamza Bey koyuna bakan yamaçta yer almaktadır. Anıt, küçük bir bahçenin içinde bulunan mermer bir mezardan ibarettir. Mezarın üzeri ve çevresi irili ve ufaklı bir yığın asılı bayrakla donatılmıştır. Bayraklı baba bir adak yeri olarak bilinmektedir. Ev sahibi olmak isteyenler, evlenmek isteyenler, okulunu bitirmek isteyen öğrenciler yada akla gelebilecek her türlü dilekler için ilk akla gelen Bayraklı Baba olmaktadır. Halk dileği için adak olarak bayrak asar. Bayraklı Baba Türkiye’nin en fazla ziyaret edilen yerler arasındadır. Asıl adı Karaca Bey olan Bayraklı Baba, Osmanlı donanmasında bayraktarlık yapan yiğit bir denizcidir. Marmara Yassıada açıklarında, Bizans donanması ile yapılan savaşta elinde sancağı ile beraber 1410 tarihinde şehit düşmüştür. Donanmanın merkezi olan Gelibolu’da sahile yakın bir yere gömülmüş ve vasiyeti üzerine mezarı bayraklarla donatılmıştır. Karaca Bey’in Bayraklı Baba olarak anılmasına neden ola

Kaşıkçı Dede (Kaşıklı Dede) Türbesi

Resim
Çanakkale İli Eceabat İlçesi Kilitbahir Köyü’ndeki Kalelerin yapımında çalışan insanların yemek yemesi için gerekli olan kaşıklarda sorumlu kişi olduğu sanılmaktadır. Devamlı üzerinde dikili vaziyette kaşık bulunan bir kabirdir.Konuşamayan yada geç konuşan çocuklar için kabir üzerinden bir kaşık alınıp yerine bir başka kaşık konursa ve alınan kaşıkla çocuğa yemek yedirilirse çocuk konuşur.Bu inanç bilinmeyen bir zamandan beri devam etmektedir. Memleketin dört bir yanından yoğun bir ziyaretçisi vardır. LADİKLİ AHMET VE KAŞIKLI DEDE Ladikli AHMET çanakkale cephesinde görev yaptığı bölüğüne bir ihtiyarın bir gün elindeki testi ile su dağıtığını görür.Nur yüzlü ihtiyar askerlere “için çocuklarım,doldurun mataralarınızı” diyerek testiyi habire devirmektedir.Ladikli Ahmette herkes gibi geriye kalmamak için önce teleşlanır sonra geriye çekilir ve en sona kalır.En son olarak matarasını oda doldurur ve buz gibi sudan içer.Dedenin bu hali ladikli Ahmet ‘in gözünden kaçmaz nur yüzlü ihtiyarın hal

Hallac-ı Mansur Makamı

Resim
Hamzakoy yolu ile fenere ayrılan yolun kavşağındadır. Türbenin içinde iki adet mezar vardır. Kim oldukları kesin olarak bilinmemektedir. Mezarlardan birisi kadına aittir. Evvelce bu türbenin duvarında hallaç yayı ile tokmağı asılı imiş. Önceleri bakımsız durumda olan türbe, 1971 yılında ve 2007 yılında onarılarak bugünkü duruma getirilmiştir Hallac-ı Mansur İslam dinindeki kendine özgü inanışları yüzünden Bağdat’ta öldürülmüştür. Türbesi Bağdat’tadır. Fakat değişik yerlerde Hallac-ı Mansur makamları bulunmaktadır. Gelibolu’daki türbe de yedi adet makamdan biridir. Kaynak :http://www.gelibolu.bel.tr/bpi.asp?caid=234&cid=298 (29.11.2021)

Gazi Süleyman Paşa Türbesi

Resim
Çanakkale İli Gelibolu İlçesi  Bolayır Beldesinde bulunan  Gazi Süleyman Paşa Türbesi Kesin yapılış tarihi bilinmeyen türbe II. Abdulhamid tarafından yeniden yaptırılmıştır. Türbede Gazi Süleyman Paşa’ya, lalasına ve atına ait üç adet mezar vardır. Mevlid şairi Süleyman Çelebi’nin dedesi ve Orhan Gazi’nin kayınbiraderi Şeyh Mahmud’un: “Keramet gösterip halka suya seccade salmışsın Yakasın Rumeli’nin dest-i takva île almışsın.” dediği, Orhan Gazi’nin büyük oğlu Süleyman Şah, Rumeli fâtihi olarak tarihlere geçmiştir. 1316’da doğan bu şehzade’nin ömrü; 1359’da bir av esnasında attan düşerek vefatına kadar, gaza meydanlarında, fetihten fethe koşmakla geçmiştir…. 1331’de babası Orhan Gazi’ye vezir olan Şehzade Süleyman, idarî işlerden ziyade askerî işlerle vazifelendirilmiştir. Zaten fıtrat icabı cihangir ruhlu olan Şehzade Süleyman, maiyetindeki kahramanlarla zaferden zafere at koşturmuş ve filiz halindeki devletin sınırlarını ikinci bir kıtaya, Avrupa’ya taşırmıştır… Osman Gazi’nin temeli