Yunan mitolojisine göre Paris, diğer adıyla Aleksandros, Troya kralı Priamos ile Hekabe’nin en küçük oğludur. Kraliçe Hekabe, Paris’i doğurmadan birkaç gün önce gördüğü rüyanın etkisinde kalır. Rüyasında, karnından çıkan bir alevin Troya surlarını sarıp şehri yaktığını görmüştür. Falcılar, bu rüyayı kötüye yorumlayarak doğacak çocuğun şehri yıkıma götüreceğini söylemişler ve bunun üzerine, Hekabe doğumu gerçekleştirince kral Priamos bebeği alıp İda Dağı’na götürmesi için bir uşağa vermiştir. Bebeği dağa götüren uşak, bebek vahşi hayvanlardan kurtulamaz diye oraya bırakmıştır. Ancak, uşağın umduğu gibi olmamış ve bir dişi ayı bebeği emzirmiştir. Bir süre sonra Agelaos adında bir çoban bebeği bulmuş ve evine götürerek onu da diğer çocuklarıyla birlikte büyütmüştür. Agelaos’un, bebeği İda Dağı’na bırakma görevi verilen bir köle olduğu, bebeği dağa bırakıp beş gün sonra tekrar dağa döndüğünde bebeğin yaşadığını görüp onu alıp tarlasına götürdüğü ve Paris adını vererek yanında büyüttüğü de