Kumköy (Çanakkale-Eceabat)


İlçe merkezine 15 km. Yalova Köyüne 2 km. mesafededir. İsmi hiç değişmemiştir. Neden Kum ismi verildiğini bilinmiyor. Ancak arazi düz ve toprakları kumludur. Bu bakımdan bu ismin verilebilecegi akla geliyor.

Eski camisinin ne zaman yapıldığını bilen yok. Yenisi minareli ve 1976’da inşa edilmiştir. Toprakları verimlidir. Buğday, domates, ayçiçegi ve pamuk önemli gelir kaynaklarını oluşturmaktadır. Dedelere mum yakma dışında önemli batıl inançları bulunmamaktadır. Köy kahyası Mehmet ŞEN’in avlusunda Veli Dede isimli bir yatırın mezarı bulunmaktadır. Kim olduğu ve ne zaman öldüğü hakkında bir bilgi yoktur. Şifahi rivayetlere göre ilk defa köye yerleşenler İbrahim Çavuşlar ailesidir.

Köyde bir ebe ve bir orman muhafaza memuru bulunmaktadır. 1994 yılı Gelibolu Yarımadası yangını Kumköy merasından çıkmıstır. Şimdiki köy Uzun Hıdırlı, Keçeli ve Bahşi Köy’ün toplanmasından meydana gelmiştir. İki metre uzunluğundaki mezar taşlarına bakılacak olursa en eskileri Bahşiköy’dür. Sonra Uzun Hıdırlı, Keçeli ve en son Kumköy. Nihayet üç obanın toplanması ile şimdiki Kumköy kurulmuş oluyor.

Burada Bahşi’nin, Uzun Hıdırlı’nın ve Keçelinin bir anlamı var. Hepsi Oğuzlardan bir kolun ve cemaatin anısını ve ismini taşıyor. Ama kumun tarihi bir manası yoktur. Bu durum onun yeni bir köy olduğunun delilidir. Çünkü Osmanlı da önemli bir manası ve özel bir anı taşımayan bir sözcüğü köye ad yapmazlardı. Kum, kaya, dere, çakıl, taş ve toprak son asır isimleridir. Böylesi köy ve insan isimlerini Hazreti Adem bile kullanmamıştır. Mesela oğullarından birinin ismi Habil idi. Hala kullandığımız isim.

Ama Hıdır bir erkek adı yanında Oğuzların Hıdırlı cemaatinin adıdır. Keçeli ise Karakeçeli ve Kızılkeçeli koludur. Bahşi ise çok daha anlamlıdır. Kum kelimesinin ise tarihimizde ve kültürümüzde özel bir anlam taşımamaktadır.

Bahşiköy simdiki Kumköy’ün batısındaki ovaya hakim tepenin yamacında idi. Kuzeyindeki tepe Gaziler Tepesidir. Bu yörede ve Bizans toprağında ilk şehit olanlar burada metfundur. Tepe onların anısını taşır. Önündeki Tepe de Borozan Tepesidir. Burada da ilk hanım şehidimiz yatmaktadır. Borozan Tepesinin güneye bakan yamacın ucundaki ormanlık içindeki mezarlık ta Bahşiköy mezarlığıdır. Bahşi Babanın mezarı da burada bulunmakta ve halen ziyaret edilmekte. 1994 Gelibolu Yarımadası büyük yangınında onun etrafındaki pırnar ormanının yanmaması hayret vericidir. Gene Çanakkale Savaslarında birçok şehidimiz burada defnedilmistir.

Şehitleri yıkayan İmam Efendi’nin kabri burada bulunmaktadır. Önceleri Bahşi Baba mezarı basında Hıdır – İlyas günlerinde yöre halkı toplanıp mevlüdü şerif okurlardı. Şimdi ferdi olarak yapılıyor ve önceki özelliğini kaybetmiş durumdadır. Bahsi Baba’nın mezar tasında ölüm tarihi bulunmamaktadır. Olanlardan okuyabildiklerimiz: Aliağanın ölüm tarihi 1203, Emine Hatun’un ölüm tarihi 1208 ve Halil Efendi’nin ölüm tarihi 1208. Bu yöredeki Bahşi, Uzunhıdırlı ve Keçeli köyleri dağıldıktan sonra toplanarak Kumköy’ü oluşturmuşlardır. Bu herhalde savaştan sonra olmalıdır.

Kaynak : http://www.eceabat.gov.tr/default_B0.aspx?content=1020

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çanakkale İl jandarma Komutanlığı

Atikhisar Kalesi

Çanakkale İlinin Yeri